Yer üstünde görülen sarımsı kahverengimsi topaklar aslında çok daha büyük organizmaların meyvesi. Yer altında ise siyah ayakkabı bağı şeklinde uzantılar, üzerine yerleşip beslenecekleri yeni bitkiler bulmak için geniş bir alanda ağ oluşturuyorlar. 1998’de ABD Orman Hizmetleri’nden bir ekip, Oregon’un doğusunda Malheur Milli Parkı’ndaki ağaçların neden kuruduğunu araştırmaya koyuldu. Kuruyan ağaçlardan alınan örnekler hemen hemen hepsinin bal mantarı istilasına uğradığını gösterdi. Bu sınıfa ait mantarlar genetik olarak benzer olduğu için birleşip bir tek gövde oluşturabildikleri görüldü. Kuruyan 112 ağacın 61’inde bulunan mantarların aynı organizmadan yayıldığı ve bu mantarların 1900 ila 8650 yaşında olduğu tespit edildi.
Mantarhane kurulumu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mantarhane kurulumu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Pazartesi
Bal Mantarı (Armillaria Mellea-Honey Fungus)
Latince adıyla Armillaria genus olarak bilinen ve ülkemizde sadece mantar yetiştiricilerinin bildiği ama yetiştiricilerin nasıl yetiştirilir hakkında bir bilgi sahibi olmadıkları bal mantarı sınıfına dahil birçok mantar türü bulunuyor. Bilim insanlarının son yıllarda ne kadar geniş alana yayılabildiğini keşfettikleri bal mantarı, artık dünyanın en büyük canlı organizması olarak kabul ediliyor. 4 kilometre çapında bir alana yayılan bal mantarı, yoğunlukla ABD’nin Oregon bölgesinde Blue Mountains dağlarında bulunuyor. Bu mantarlar koloni oluşturarak etraflarındaki ağaçları ve odunsu bitkileri öldürüyor.
Yer üstünde görülen sarımsı kahverengimsi topaklar aslında çok daha büyük organizmaların meyvesi. Yer altında ise siyah ayakkabı bağı şeklinde uzantılar, üzerine yerleşip beslenecekleri yeni bitkiler bulmak için geniş bir alanda ağ oluşturuyorlar. 1998’de ABD Orman Hizmetleri’nden bir ekip, Oregon’un doğusunda Malheur Milli Parkı’ndaki ağaçların neden kuruduğunu araştırmaya koyuldu. Kuruyan ağaçlardan alınan örnekler hemen hemen hepsinin bal mantarı istilasına uğradığını gösterdi. Bu sınıfa ait mantarlar genetik olarak benzer olduğu için birleşip bir tek gövde oluşturabildikleri görüldü. Kuruyan 112 ağacın 61’inde bulunan mantarların aynı organizmadan yayıldığı ve bu mantarların 1900 ila 8650 yaşında olduğu tespit edildi.
Yer üstünde görülen sarımsı kahverengimsi topaklar aslında çok daha büyük organizmaların meyvesi. Yer altında ise siyah ayakkabı bağı şeklinde uzantılar, üzerine yerleşip beslenecekleri yeni bitkiler bulmak için geniş bir alanda ağ oluşturuyorlar. 1998’de ABD Orman Hizmetleri’nden bir ekip, Oregon’un doğusunda Malheur Milli Parkı’ndaki ağaçların neden kuruduğunu araştırmaya koyuldu. Kuruyan ağaçlardan alınan örnekler hemen hemen hepsinin bal mantarı istilasına uğradığını gösterdi. Bu sınıfa ait mantarlar genetik olarak benzer olduğu için birleşip bir tek gövde oluşturabildikleri görüldü. Kuruyan 112 ağacın 61’inde bulunan mantarların aynı organizmadan yayıldığı ve bu mantarların 1900 ila 8650 yaşında olduğu tespit edildi.
Tirmit Mantarı (Lactarius Volemus)
Tirmik mantarı ağaç meşçerelerinde özellikle kayın ormanlarında ve sınırlarında, bazen çam meşçerelerinde gelişir. Gençken yumuşak, beyaz, olgunlukta sünger gibi, katı ve açık sarıdır, daha sonra yavaş yavaş kahverengi lekelilik kazanır. Şapka ile aynı renkte veya birazcık daha açık, şapka tarafındaki birkaç santimetrelik kısımda sarımsı, diğer kısımlarında kırmızımtırak kahverengi renktedir.
Şapka
5-15 cm kadar büyüklükte, kuru ve et gibidir, hiçbir zaman yapışkan olmaz. Gençken yarım küre şeklinde tümsek olup olgunlaşınca açılır ve derin olmayan huni şekline dönüşür, üst tarafı düzensiz, dalgalı gibi bir hal alır. Kenarı başlangıçta içeri kıvrıktır, daha sonra düzensiz olarak dalgalı olur. Gençken sarımtırak kahverengi olgunlaşınca kırmızımsı kahverengi olan mantarın iki formu vardır: Kırmızı kahverengi tipi, iğne yapraklı ağaç ve kayın ormanlarında yosunlar arasında gelişir, ateş sarısı tipi yalnızca kayın ve meşe ormanlarında bulunur.
Lameller
Gençken sarımsı beyaz turuncu, olgunlaşınca sarı açık kahverengidir, dokunulduğunda kahverengi olur. Bol miktarda beyaz sıvıya sahiptir. Oldukça sık olup sap üzerinde az olarak aşağı devam eder.
Sap
12 cm kadar uzunlukta ve oldukça kalın, sağlamdır. Mum gibi bir örtüsü vardır. Şapka ile aynı renkte veya birazcık daha açık, şapka tarafındaki birkaç santimetrelik kısımda sarımsı, diğer kısımlarında kırmızımtırak kahverengi renktedir.
Etli Kısım
Gençken yumuşak, beyaz, olgunlukta sünger gibi, katı ve açık sarıdır, daha sonra yavaş yavaş kahverengi lekelilik kazanır.
Spor İzi
Çok açık kırmızımtırak sarıdır.
Yetişme Yeri ve Zamanı
Temmuz ve Eylül arasında yapraklı ağaç meşçerelerinde bilhassa kayın ormanlarında ve sınırlarında, bazen çam meşçerelerinde gelişir.
Badem gibi latif tadı, balık gibi kokusu vardır. Kolay tanınabilen bir mantardır, bilhassa bol miktarda çıkarılan beyaz sıvısı ile iyi ayırt edilebilir, bu sıvı çok lezzetlidir, renk değiştirmez ve balık kokusundadır. Taze mantar kesildiği zaman bol miktarda beyaz sıvısı akar, halbuki kuru ve yaşlı numunelerde bu özellik yoktur, yani yaşlı mantar numuneleri beyaz sıvıdan yoksundur.
Salamura edilmiş balık gibi olan kokusu, mantar numuneleri öldükçe artar. Yenilebilen iyi bir mantardır, hatta çiğ olarak bile emniyetle yenebilir. Tuzlanıp baharatla muamele edildiği, sıcak yağda kızartıldığı zaman çok lezzetli olur. Kızartılırken lamelleri yukarı gelecek şekilde tavaya konulmalıdır. Çorbalar için de iyidir. Bununla beraber, tadı çok acı olan ve şapkasının ortasında konik bir çıkıntı bulunan Lactarius rufus ile karıştırılmamalıdır, bu mantar zehirli değildir fakat yenmesi lezzet bakımından tavsiye edilmez. Bir lezzet denemesi yapmak üzere latif olduğundan emin olmak için küçük bir parça çiğ olarak tadılabilir.
Şapka
5-15 cm kadar büyüklükte, kuru ve et gibidir, hiçbir zaman yapışkan olmaz. Gençken yarım küre şeklinde tümsek olup olgunlaşınca açılır ve derin olmayan huni şekline dönüşür, üst tarafı düzensiz, dalgalı gibi bir hal alır. Kenarı başlangıçta içeri kıvrıktır, daha sonra düzensiz olarak dalgalı olur. Gençken sarımtırak kahverengi olgunlaşınca kırmızımsı kahverengi olan mantarın iki formu vardır: Kırmızı kahverengi tipi, iğne yapraklı ağaç ve kayın ormanlarında yosunlar arasında gelişir, ateş sarısı tipi yalnızca kayın ve meşe ormanlarında bulunur.
Lameller
Gençken sarımsı beyaz turuncu, olgunlaşınca sarı açık kahverengidir, dokunulduğunda kahverengi olur. Bol miktarda beyaz sıvıya sahiptir. Oldukça sık olup sap üzerinde az olarak aşağı devam eder.
Sap
12 cm kadar uzunlukta ve oldukça kalın, sağlamdır. Mum gibi bir örtüsü vardır. Şapka ile aynı renkte veya birazcık daha açık, şapka tarafındaki birkaç santimetrelik kısımda sarımsı, diğer kısımlarında kırmızımtırak kahverengi renktedir.
Etli Kısım
Gençken yumuşak, beyaz, olgunlukta sünger gibi, katı ve açık sarıdır, daha sonra yavaş yavaş kahverengi lekelilik kazanır.
Spor İzi
Çok açık kırmızımtırak sarıdır.
Yetişme Yeri ve Zamanı
Temmuz ve Eylül arasında yapraklı ağaç meşçerelerinde bilhassa kayın ormanlarında ve sınırlarında, bazen çam meşçerelerinde gelişir.
Badem gibi latif tadı, balık gibi kokusu vardır. Kolay tanınabilen bir mantardır, bilhassa bol miktarda çıkarılan beyaz sıvısı ile iyi ayırt edilebilir, bu sıvı çok lezzetlidir, renk değiştirmez ve balık kokusundadır. Taze mantar kesildiği zaman bol miktarda beyaz sıvısı akar, halbuki kuru ve yaşlı numunelerde bu özellik yoktur, yani yaşlı mantar numuneleri beyaz sıvıdan yoksundur.
Salamura edilmiş balık gibi olan kokusu, mantar numuneleri öldükçe artar. Yenilebilen iyi bir mantardır, hatta çiğ olarak bile emniyetle yenebilir. Tuzlanıp baharatla muamele edildiği, sıcak yağda kızartıldığı zaman çok lezzetli olur. Kızartılırken lamelleri yukarı gelecek şekilde tavaya konulmalıdır. Çorbalar için de iyidir. Bununla beraber, tadı çok acı olan ve şapkasının ortasında konik bir çıkıntı bulunan Lactarius rufus ile karıştırılmamalıdır, bu mantar zehirli değildir fakat yenmesi lezzet bakımından tavsiye edilmez. Bir lezzet denemesi yapmak üzere latif olduğundan emin olmak için küçük bir parça çiğ olarak tadılabilir.
Çörek Mantarı (Boletus Edulis)
Bu yazımızda sizlere daha ülkemizde rastlamadığımız ve dolayısı ile mutfaklarımızda görmediğimiz çörek mantarını tanıtacağız. Çörek Mantarı (Boletus edulis), Boletaceae familyasındandır. Bolet latincede “üstün mantar”, edulis’te “yenebilen” anlamındadır. En beğenilen mantarlardan biridir. Ülkemizde henüz yetiştiriciliği yapılamayan bu mantar türü, özellikle Fransa mutfağında çok kullanılmaktadır.
Bolet Mantarının Yetişme Yeri ve Zamanı
Hazirandan Ağustosa ve Eylülden Kasıma kadar yapraklı ağaçlardan meşe, huş, bilhassa kayın, iğne yapraklılardan çam, bilhassa genç ladin meşçereleri altında ve çevresinde, oldukça asit karakterde topraklarda, ormandaki yol kenarlarında, orman sınırı boyunca, yaprak çürüntüsü üzerinde ekseriyetle çok sayıda bazen tek tek görülür. Hoş kokusu ve fındık gibi, mülayim, hoş ve lezzetli tadı ile yenilebilen en iyi mantarlardan biridir. Kurutularak veya yağ içinde saklanabilir.
Bolet Mantarı, akşam hava karardığında büyüme sürecine girer ve sabah güneş doğduğunda büyümesi durur. Bu mantar ortalama sekiz saatte büyür, bu gün kesim yapılan yerde yarın sabah tekrar yetişir. Boletlerin büyümesinde Ay’ın etkisi büyüktür. Ay’ın ilk ay döneminde başlarlar büyümeye, dolunayda en büyük hallerine gelirler.
Bolet Mantarının Yetişme Yeri ve Zamanı
Hazirandan Ağustosa ve Eylülden Kasıma kadar yapraklı ağaçlardan meşe, huş, bilhassa kayın, iğne yapraklılardan çam, bilhassa genç ladin meşçereleri altında ve çevresinde, oldukça asit karakterde topraklarda, ormandaki yol kenarlarında, orman sınırı boyunca, yaprak çürüntüsü üzerinde ekseriyetle çok sayıda bazen tek tek görülür. Hoş kokusu ve fındık gibi, mülayim, hoş ve lezzetli tadı ile yenilebilen en iyi mantarlardan biridir. Kurutularak veya yağ içinde saklanabilir.
Bolet Mantarı, akşam hava karardığında büyüme sürecine girer ve sabah güneş doğduğunda büyümesi durur. Bu mantar ortalama sekiz saatte büyür, bu gün kesim yapılan yerde yarın sabah tekrar yetişir. Boletlerin büyümesinde Ay’ın etkisi büyüktür. Ay’ın ilk ay döneminde başlarlar büyümeye, dolunayda en büyük hallerine gelirler.
Çarşamba
Mantarhane Kurulumu
1. Öncelikle biz kendi tohumumuzu üretebiliyoruz. Türkiye’de başka hiç bir firma kendi miselini üretmiyor.
2. Kompostumuz Pamuk kompostudur, pamuk kompostu yüksek verimli ve kalitelidir. Hastalıklara karşı dirençlidir. Çıkan İstiridye mantarı daha lezzetlidir.
3. Her 100 metre kare yalıtımlı istiridye mantar üretim çadırına 20 ton pamuk kompostu koyabiliyorsunuz.
4. Bizim Çadırlarımızın ön ve arka duvarında da yalıtım malzemesi kullanılıyor. Bizler kesinlikle yalıtım malzemesi olarak ambalaj malzemesi kullanmıyoruz. Yalıtım malzemesi olarak 5 cm Taş Yünü veya 5 cm Cam yünü kullanıyoruz.
5. Kurduğumuz istiridye mantar üretim çadırlarımızın içine ranza sistemi kuruyoruz. Diğer firmalar gibi askı sistemi gibi profesyonel olmayan uygulamalar kullanmıyoruz. İlk kurulum daha maliyetli olmasına rağmen tercihimiz bu yönde. Askı sitemini tercih etmiyoruz sebebi ise ranza sisteminde içeriye 20 ton Kompost konulabilirken; askı sisteminde sadece 12 ton yerleştirilebiliyor.
BİZİ DİNLEMEDEN ASLA KURULUM YAPMAYIN YAPTIRMAYIN.
Pazar
Saf Mantar Kültürünün İzolasyonu
Kavak mantarları, üreme organlarına ait sekonder misellerin
birleşmesi sonucunda oluşmaktadır. Bu sebeple eğer üreme organlarının bir
bölümü kesilir ve yeni misel oluşturmak için kullanılırsa, bundan oluşacak
kavak mantarı miseli, spor üretimi ile başlayıp çeşitli devrelerden geçerek
gelişme işlemine başlamış olur. Dolayısıyla, saf kavak mantarı kültürü
sporlar ve dokular olmak üzere iki kaynaktan sağlanmaktadır.
Kavak Mantarı 2
Ülkemiz florasında da mevcut olup
halk arasında "kayın mantarı", "kavak mantarı", "kulak
mantarı" ya da "ağaç mantarı" vb. yöresel isimlerle tanınan
Pleurotus mantarları Uzakdoğu, Avrupa ve Amerika'nın ılıman iklim bölgelerinde
tabiatta kendiliğinden, özellikle meşe, karaağaç, akçaağaç, ıhlamur, kavak,
dikenli defne, söğüt, kayın, yalancı akasya, kızılağaç, ceviz, kestane ve
sarısalkım gibi yapraklı ağaç türlerinin çürümüş gövdelerinde gelişen saprofit
bir mantar türüdür. Bu mantarların sistematikteki yeri incelendiğinde
Basidiomycotina şubesi, Hymenomycetes sınıfı, Aphyllophoraies (Polyporales)
takımı, Polyporaceae familyası na dâhil Pleurotus cinsine ait oldukları
görülür.
Tüm dünyada birçok mikolog
Pleurotus (Fr.) Kummer, cinsinin "tür" kavramı üzerinde
çalışmaktadır. Zira süregelen bir taksonomik belirsizlik söz konusudur.
Pleurotus cinsinin morfolojik karakteristiği lateral eksantrik saplı,
çoğunlukla etli meyve gövdelidir. Bazen sap görülmez. Lamelleri mesafe olarak sapın
etrafında aynı uzaklıkta gelişirler. Sporların sapı beyazdan menekşeye kadar
değişik tonlardadır.
Morfolojik ve kısmen genetik
çalışmalar sebebiyle Kavak mantarı cinsi
3 alt cinse bölünmüştür.
Cumartesi
Kavak Mantarı 1
Ülkemiz birçok kültür bitkisinin ve Kültür'e alınabilir
mantar türünün rahatlıkla yetişebileceği iklim Kuşağında bulunmaktadır. Bu
polikültür yapı ülkemiz için gurur kaynağı durumundadır. Sadece Yabani
mantarlar değil kültür mantarların yetiştirilmesinde de diğer Ülkelere kıyasla
avantaja sahibiz. Her fırsatta diğer dünya ülkeleri ile kıyaslanmaya gidilmekte
ve "gıda yönünden kendine yetebilen ülkeler" grubu içinde yer aldığı
kıvançla belirtilmektedir. Gelin bu avantajı birlikte değerlendirelim.
Ülkemizin ve Dünya'nın daha yıllarca besin ihtiyacı geleneksel
zirai yöntemlerle giderilebilir ancak, dünya nüfusunun artışı ile birlikte
protein ihtiyacı da artış göstermekte, ayrıca ne sentetik bileşimlerden ne
de yeraltı kaynaklarının başkalaşımından yeterli protein sağlanamamaktadır.
Yeryüzünde her yıl 3,5 milyar tondan fazla tarımsal yan ürünler
(artık materyal) meydana gelmekte ve bunların çok az bir kısmı hayvan yemi
olarak değerlendirilirken çoğu yakılarak doğal enerji kaybına yol
açılmakta veya atılarak biyolojik denge tehdit edilmektedir. Bu gibi
davranışlar tamamen dünyamızı kirletmekte ve çocuklarımızın geleceği
açısından risk teşkil etmektedir. Tarımsal - orman orijinli yan
ürünlerin ham materyal olarak kullanılması ile birlikte, kaynaklar maksimum
seviyede köylünün aleyhine israf edilmekte, dolayısıyla harcanan atık
materyallerin geriye en yüksek geliri getirecek şekilde dönmesi imkânsız
hale gelmektedir. Oysaki Kayın mantarı ham materyali olarak
değerlendirilebilecek materyaller ziyan edilmekte. Bu sebeple, yüzyılımızın insanı
beslenme, kayıpları en aza indirgeyerek bitki üretimini optimum seviyeye
ulaştırma, artık materyallerin ortadan kaldırılması... Vb. problemlere çözüm
bulmaya çalışmaktadır. Bilhassa son iki husus, artık materyallerin yeniden
işlenerek kullanılmasını gerektirmiştir. Böylece, ilk defa "artık
materyallerden besin elde edilmesi" fikri giderek benimsenmiş ve bilim
adamlarınca tarımsal ve endüstriyel yan ürünlerin ekonomik öneminin
arttırılabileceği açıklanmıştır. Bu hususta Kavak mantar üretimi mükemmel bir
örnek teşkil edecektir.
Ekolojik istekleri yönünden büyük değişkenlik gösteren heterotrof
ve klorofilsiz bir organizma olan, geçmişi milattan öncesine uzanan daha ziyade
dini ve tedavi amaçlı olarak kullanılmakta iken mantarların gıda değerinin ilk
defa M. S. 533 - 544 tarihleri arasında Çin'de kabul edildiği, ancak kültüre
alınmasına ilişkin ilk bilgilerin Fransa'ya ait olduğu bilinmektedir. 14. Louis
zamanında inşaatlarda kullanılan taş ve kireç ocaklarında, bilhassa Paris ve
civarında mantar yetiştirilmekte idi. Fransız yetiştiricilik metodu 1731'de
bilim adamı Miller vasıtası ile İngiltere'de yayılmaya başladı. 1800 yılına
kadar açık havada "kompost sırtları"nda üretilen mantarlar bu
tarihten sonra, ilk defa 1810 yılında bir kireç ocağında ve Fransız
Chambry adlı araştırıcının öncülüğünde düz yataklarda
yetiştirilmeye başlanmıştır. Yetiştiricilikte düz yatakların kullanılması o
tarihe kadar yapılan en önemli gelişmedir. Ancak mantar yetiştiriciliğinin
gelişmesine etki eden esas faktör "misel üretimi tekniğinin değişmesidir.
Fransız araştırıcılar "Constantin ve Matruchof'un Agaricus bisporus'dan
saf "ana kültür"ünü elde etme başarısından hemen sonra 1902'de
Ferguson, sporların çimlenmesi ile ilgili çalışmalarını yayınlamıştır. 1905
yılında ise Duggar, "doku kültürü" yöntemi ile karpofor'dan miselyum
elde etmenin mümkün olduğunu açıklamıştır. Bundan bir süre sonra kurulan
"American Spawn Companies" ve "French Institut Pasteur"ün
faaliyete geçmesi ile ilk milletlerarası saf "ana kültür" pazarı
oluşmuştur. Bu gelişmeler, üreticilerin hasattan önce ne tip bir mantar elde
edecekleri hususundaki endişeleri yok etmiştir. Böylece, yetiştiricilikte
hastalıktan arî, saf "ana kültür" kullanımı ile iş risk'i asgariye
indirilmiş bir üretim dönemi başlamıştır.
Uzun yıllardan beri günümüze kadar sevilerek tüketilen bir besin
kaynağı olan Kavak mantarlarının doğal ortamdan izole edilerek artık
materyaller üzerinde kültüre alınması ise o kadar eski değildir. Bu mantarların
yetiştiriciliğine ilişkin ilk kayıt 20. yüzyılda bilim adamı Falck'a aittir.
Bununla beraber, M. S. 30'lu yıllarda ya da daha önce Kavak Mantarı’nın
ormanda devrilmiş ağaçlar üzerinde kendiliğinden saprofit olarak yetiştiği
Çin'de bilinmekte idi. O tarihlerden günümüze kadar "Gök çiçeği" ya
da "Çin çiçeği" adı ile sevilerek tüketilen Kayın mantarlarının,
Çin'de "Tang"hanedanı'nın sarayında başlıca yemek olduğu
belirtilmektedir.
Ilıman iklim bölgelerinde yaygın olarak tabiatta kendiliğinden
meydana gelen ve odun tahripçisi saprofit bir mantar olan Kavak mantarı
Kummer'un yüksek funguslar arasında biyolojik çalışmalarda uygun bir araştırma
objesi olarak kullanılabileceğini keşfederek bu mantarın ekonomik potansiyeline
dikkatleri çeken Falck, bilhassa substrat olarak kök kütüklerini kullanmıştır.
Daha sonra Lohwag, 1951'de Kavak mantarını talaş karışımı üzerinde yetiştirmeyi
başarmasına rağmen onun yetiştirme tekniği ilk defa 1958 yılında Block
tarafından rapor edilmiştir. Kavak mantarı yetiştiriciliğinde substrat olarak
hububat saplarının kullanımı ile
ticarî üretim dönemi başlamıştır. Bugün Kavak mantarı üretiminin
en yaygın olduğu ülke olan Japonya'da dahi ticarî üretim 1964'den sonra
başlamıştır. Yapraklı ağaçların kök kütükleri üzerinde Kavak mantarı üretiminin
mümkün olduğu 1917'de Falck tarafından açıklandığında, Günümüzde halen geçerli
olan bu yöntemle üretimin yanı sıra çevre kirliliğine neden olan artıkların
ekonomiye kazandırılacağı ve bilhassa kesilmiş ağaç kütüklerinin toprak içinde
kalan kısımlarının çürütülmesi amacı ile kullanılabileceği daha o zamandan
tahmin edilebiliyordu. Zira orman ekosisteminin bir parçası olarak kabul
edilen bir kısmı mikorizal, diğer bir kısmı muhtelif ağaç türleri ile simbiotik
olarak ya cansız ağaç kütükleri üzerinde ya da tarımsal - orman artık
materyalleri üzerinde yaşayan yenilebilir mantarlar içinde Kavak mantarı,
kantite ve ekonomik bakımdan en önemli tabiat ürünü olan orman ağaçlarına arız
olarak odunun özellikle lignin'ini çözerek, henüz tam olarak bilinmeyen
biyolojik bozulmalara yardım eden ve bu suretle ağacın çürümesine sebep olan
bir mantar türüdür.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)