istiridye mantarı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
istiridye mantarı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Pazar

Mühendisliği Bırakıp Mantar Yetiştiriciliğine Başladı.

İstiridye mantarı yetiştiriciliği, Türkiye'de yeni gelişen ve pazar payı açık bir sektör. Yatırım için çok yüksek miktarda paralara gerek yok.  Yalova'nın Çiftlikköy ilçesinde, bir süre özel sektörde çalıştıktan sonra mesleğini bırakan 33 yaşındaki endüstri mühendisi, istiridye mantarı üreticisi oldu.



Gazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü mezunu Mehmet Demiroğlu, daha önce özel sektörde proje danışmanlığı yaptığını, satış pazarlama bölümünde de yönetici olarak çalıştığını belirtti. Demiroğlu, yaklaşık bir yıl öncede kendi işini yapma noktasında bir karar aldığını ifade ederek, yaptığı araştırmalar sonucunda istiridye mantarı üretimini, yapabileceği bir iş olarak gördüğünü anlattı. İstiridye mantarının, şapkalı beyaz mantara nazaran ekonomik getirisi daha yüksek. Üretimde toprakla bire bir bağlantımız yok. Mantar kültür ortamında kompost şeklindeki poşetlerde yetişen bir üründür. Üretimden hasada kadar geçen süre 15 ila 21 gündür. Bizi tetikleyen kendi işimizi kurma hevesi oldu. Yalova'yı havası bakımından aşırı uçlar yaşamamasın dan dolayı tercih ettik."

Cuma

Misel ekimi ve ön gelişme devresi

Ekime hazır hale gelen kompost beklemeden ekim yapılır. Ekimde , buğday ,çavdar, mısır v.b. hububat denelerine sardırılmış tohumluk misel kullanılır. ekimden maksat, tohumluk miselin kompost içerisine olabildiğince homojen bir şekilde yayılması, karıştırılmasıdır. Bir ton kompost için 5-7 kg arasında veya 8- 10 lt misel kullanılır . misel daha düşük dozlarda ekilirse gelişme süresi uzamakta ve rakip ve istenmeyen organizmaların kompost içerisinde çoğalma riski artmaktadır. Tersine yüksek dozda ekim yapıldığında ise maliyeti artırıcı etkenle birlikte misel gelişmesi sırasında istenmeyen ölçüde sıcaklık yükselmesi olabilir.
Kompost iyi bir besin ortamı olduğundan her türlü mikrobial bulaşmaya karşı duyarlıdır. Bu nedenle ekimde çalışanların hijyen şartlarına büyük ölçüde özen göstermeleri , ekimde kullanacakları alet ve ekipmanların temiz olmasına dikkat etmeleri gerekir .
Ekim elle veya makine ile yapıla bilinir. Tohumluk misel kompost a homojen bir şekilde karıştırılır ve kasa,naylon torba veya ranzalara yerleştirilir. Ekimi yapılan kompost hafifçe bastırılarak düzeltilir odalara yerleştirilen kompost üzerine kağıt veya ince naylon örtü ile örtülerek hem muhtemel bulaşmalara karşı hem de yüzey kurumalarına karşı tedbir alınmış olur. Bulaşmalara karşı ayrıca %1 lik formalin ve %0.1 DDVP ile oda haftada bir ilaçlanmalıdır. Ara sıra su pülvarize edilerek örtü kağıtlarının nemli kalması sağlanır . Bu devrede kapı ve havalandırmalar kapalı tutulur yalnız ısı ayarlamalarında havalandırmalar kullanılır, oda ve kompost sıcaklığının 28 C nin üzerin çıkmamasına özen gösterilir.
Gelişme dönemi için en uygun sıcaklık oda içi 23 C kompost 25 C oda içi nem %80-90 de miseller 13 –15 günde kompost u tamamen sarar ve ortama mantar kokusu yayılmaya başlar. Bu süre zarfında misel gelişmez ise bunun nedenlerini söyle sıralayabiliriz.
- Kompost aşırı ıslak yada kurudur.
- Kompost sıcaklığı 30 C yi aşmıştır
- Kompost besin maddelerince fakirdir.
- Kompost hazırlanması ve pastörizasyonu iyi yapılmamıştır.
- PH uygun değildir
- Hastalık yada zararlılarla bulaşma vardır.

Mantar yetiştirerek köyden kente göçe "dur" dedi

Ülkemizde mantar yetiştiriciliği sektörü hızla büyümeye devam ediyor. Aksaray'ın daha önce beldeyken nüfusun azalması üzerine bu statüsünü kaybeden Altınkaya köyünde yaşayan Ali Akpınar, 2 yıldır atıl durumdaki tesiste kültür mantarı üreterek 12 kişiye istihdam sağlıyor.
Ankara'da yaklaşık 20 yıl mantar üretiminde çalışan Akpınar, işlerinin kötü gitmesi üzerine 2014'te eşinin köyü Altınkaya'ya yerleşti. Burada daha önce pazar yeri olarak inşa edilen ancak kullanılmayan tesiste mantar yetiştirmeye karar veren Akpınar, köy muhtarı Yılmaz Atak'ın da desteğiyle üretime başladı.
Tesisteki 17 odada yıllık yaklaşık 100 ton üretim yaparak istihdam sağlayan, kullandığı mantar kompostunu gübre olarak çiftçilere ücretsiz dağıtan Akpınar, sağladığı ekonomik katkıyla köyden göçün engellenmesine katkı sağlıyor.
- "Taleplere yetişemeyecek duruma geldik"
Akpınar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, köyde mantar yetiştiriciliği için uygun ortam olduğunu görünce değerlendirmeye karar verdiğini söyledi.
Tesisin büyümesinde muhtar ve köylülerin büyük katkısının bulunduğunu dile getiren Akpınar, köyün kalkınması için her türlü fedakarlığın yapıldığını aktardı.
Akpınar, köydeki ılıman iklimin mantar yetiştirmeye uygun olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Üretimde kullandığımız kompostları aldığımız fabrikalar da çok yakın. Ulaşım ağı olarak da avantajlarımız var. Tesisteki 30 odadan 17'sinde üretim yapıyoruz. Günlük ortalama 50 ila 100 kasa mantar üretiyoruz. Yoğun talep var, ürünümüz kaliteli. Taleplere yetişemeyecek duruma geldik. Yılda yaklaşık 100 ton üretim yapıyoruz. Mantarları Ankara başta olmak üzere Aksaray, Niğde ve Nevşehir illerine satıyoruz. Faal 6 kişi çalışıyor. Siparişleri götüren ekiptekilerle istihdam ettiğim kişi 12'yi buluyor. Bu şekilde köyümüze katkımız oluyor."
Mantar yetiştiriciliğin sürekli ilgi gerektirdiğini vurgulayan Akpınar, "Kültür mantarı kompost dediğimiz atık maddede, sapın olgunlaşmış halinde oluşuyor. Fabrikadan gelen kompostu odalara seriyoruz. Kuluçka döneminde ortam sıcaklığını soba ile yükseltiyoruz. Nemini ayarlıyoruz. Kompost olgunlaşmaya başlayınca üzerini toprakla örtüyoruz. 40-45 günde mantar yetişiyor." ifadelerini kullandı.
- "Köyden göçün önüne geçmemiz gerekiyordu"
Köy muhtarı Atak ise 2014 yılına kadar belde olan Altınkaya'nın sürekli göç vermesi nedeniyle köy statüsüne düşürüldüğünü anlattı.
Köyün kalkınması için yapılacak tüm çalışmaları desteklediklerine işaret eden Atak, şunları kaydetti:
"Kullanılmayan tesisi nasıl değerlendireceğimizi düşünürken Ali Akpınar ile tanıştık. Mantar üretebileceğini söyledi. Köyümüzde bir işletmeciye ihtiyacımız vardı. Köyden göçün önüne geçmemiz gerekiyordu. Atıl durumdaki tesisi mantar üretmek üzere işletmecimize tahsis ettik. Çok da iyi oldu. Çalışan işçiler özellikle köyden seçildi. Bu da köyümüze gelir getirdi. Kısmen de olsa köyden kente göçün önüne geçtik. İnşallah daha da iyi olacağını düşünüyorum."

Perşembe

Mantarhaneye ne kadar kompost koymalıyım?

Mantarhaneye ne kadar kompost koymalıyım?

Günümüzde çoğu girişimcinin en çok üzerinde düşündüğü konulardan birisi kurduğu mantarhaneye kaç ton kompost koyması gerektiğidir. Aslında yapılan hesaplamalarda ne kadar çok kompost koyarsam o kadar çok kazanırım düşüncesi çok yanlıştır. Maalesef üreticilerimiz bu işe ilk başlarken nasıl daha çok kompost koyabilirim düşüncesini taşımaktalar.
Normal standartlarda 112 metrekare bir üretim çadırına maksimum 12 ton civarında kompost koyulması gerekmektedir. Bu tonajın üzerine çıkıldığında çadır içi hava sirkülasyonu zorlaşmakta ve doğal olarak kirli havayı atamadığı için verimleri düşmektedir. Yine bir yanılgı ise dilden dile dolaşan (%30, %35, %40 verim alıyorum, aldık, almış) gibi duyumlar ile hareket eden üreticilerimiz malesef mantar üretimi kazançlara ulaşamamaktadır.

Çarşamba

Mikro Krediyle Evinde Mantar Yetiştiriyor.

Artık ülkemizde sektör haline gelen mantar üretimine bir girişimci daha katıldı.  Hatay'da girişimci bir kadın, çocukluğunun lezzeti olarak tabir ettiği mantarı yetiştirebilmek amacıyla yaptığı araştırmalar sonucu evinin bir odasında istiridye mantarı üretmeye başladı. B vitaminin yanı sıra demir, bakır ve fosfor bakımından zengin olan istiridye mantarı, Hatay'da ilk defa kadın girişimci Habibe Koçak tarafından üretilmeye başlandı. Evinin bir bölümünü aldığı 800 liralık mikro krediyle adeta mantar tarlasına çeviren Koçak'ın, en büyük hayali ise büyük bir emekle “çocuğu” gibi baktığı mantarları yurt dışına satabilmek. Üç çocuk annesi Habibe Koçak (47), AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukluğundan bu yana mantarın lezzetini çok sevdiğini ve bu ürüne özel bir ilgisinin olduğunu söyledi.
Daha önce de kültür mantarı yetiştirmek istediğini fakat ilk denemesinde başarısız olduğunu belirten Koçak, internetten yaptığı araştırmalar sonucunda istiridye mantarı yetiştirmeye karar verdiğini belirtti.Maddi sıkıntıları nedeniyle bir türlü istiridye mantarını yetiştirmek için girişimde bulunamadığını ifade eden Koçak, şöyle devam etti:
“Mantarla ilk tanıştığımda 8 yaşındaydım. Annem toplardı bize yedirirdi. Bizim evin et yemeği mantardı. Şimdi ben de evde çocuklarıma mantar yemeğini sürekli yaparım. İnternetten faydalarını araştırırken bir gün mantar üretmeye karar verdim. Yerim müsaitti fakat maddi yönden destek bulmak zorundaydım. Mantarla ilgili internette araştırma yaptığım sırada mikro kredi uygulamasını öğrendim ve hemen başvuruda bulundum. Çünkü bu işle ilgili bütün planlarımı uzun zamandan bu yana yapıyordum. İlk etapta 800 liralık kredi desteği aldım ve çocukluğumun lezzeti olan mantarı yetiştirmek için hemen girişimlere başladım.”
İstiridye mantarının Hatay'da bulunmadığını bu nedenle Kastamonu'dan tohum getirttiğini vurgulayan Koçak, evinin bir bölümünde çalışma başladığını ve ilk denemesinde de başarılı olduğunu kaydetti. Mantarı yetiştirebilmek için birçok aşamanın bulunduğunu ifade eden Koçak, öncelikle satın aldığı saman, talaş ve kepeği bahçesinde büyük kazanlarda kaynattığını ve istiridye mantarının kompostosunu hazırladığını, ardından da bu kompostoya tohumları yapıştırdığını söyledi.
Hayalinde büyük bir mantar üretim tesisi kurmak olduğunu ifade eden Koçak, “Aldığım ilk ürünü öncelikle evde pişirdim ve çocuklarımla birlikte yedik. Çok lezzetliydi. Bu lezzetin herkesin sofrasında yer almasını isterim. Bunun için en büyük hayalim büyük bir tesis kurup, hemen her yere mantarı göndermek. Ayrıca çocukluğumun lezzetiyle yurt dışına açılmak” diye konuştu. Koçak, evinin bir bölümünde yetiştirdiği mantarları satmak için şu an marketlere başvurduğunu ve kabul edildiğini, birçok ilden de şimdiden sipariş almaya başladığını kaydetti.

Dünyada Marka Haline Gelen Porçini Mantarı

Sofralarımıza daha yeni yeni giren ve ülkemizde henüz yetiştiriciliği yapılamayan Porçini mantarı, halk arasında ayı mantarı, çörek mantarı veya bolet mantarı isimleriyle de bilinmektedir. Ülkemizde yaygın olarak yetişen porçini mantarının etli şapka kısmı, sap kısmından daha koyu renklidir. Islakken parlar ve hafif yapışkandır. Rengi değişken, kestane veya soluk kahverengidir.
Günümüzde mantar yetiştiriciliğinde zirvede olan istiridye mantarını büyük olasılıkla tüketimde geçmesi beklenen porçini mantarı şileliler arasında ‘kıtırdak’ ismi ile biliniyor. Şile’nin yöresel mutfağında büyük öneme sahip olan mantarın tencere yemekleri, tavası, ızgarası, böreği, pidesi yapılıyor. Pek çok farklı mantar türüne ev sahipliği yapan Şile’nin yerli halkı her yıl mantar zamanı aileleriyle birlikte mantar toplamaya çıkıyor. Şile’de toplanan mantarlar talep doğrultusunda tüm Türkiye’ye dağılırken, Şile halkının da yan gelir kaynağı oluyor. Eylül, Ekim ve Kasım aylarında özellikle meşe ağacının altında kendiliğinden yetişen porçini, orman sınırı boyunca gazeller üzerinde genellikle çok sayıda görülüyor. Hoş kokusu ve lezzetli tadı ile yenilebilen en iyi mantarlardan biri olan porçini, kurutularak, konserve veya turşu halinde saklanabiliyor. Porçini, Avrupa restoranlarında porsiyonu 15-20 eurodan satılıyor.
Şile’nin bir diğer ünlü ve lezzetli mantarı ise yörede "gelincik" diye bilinen ‘Sezar’ mantarı. Bölgede kendiliğinden yetişen lezzetli mantarın Sezar adıyla tanınmasının nedeni ise Roma İmparatoru Sezar’ın bu mantarı sadece kendi için toplatıp, halka yasaklatması.

Pazartesi

Bal Mantarı (Armillaria Mellea-Honey Fungus)

Latince adıyla Armillaria genus olarak bilinen ve ülkemizde sadece mantar yetiştiricilerinin bildiği ama yetiştiricilerin nasıl yetiştirilir hakkında bir bilgi sahibi olmadıkları bal mantarı sınıfına dahil birçok mantar türü bulunuyor. Bilim insanlarının son yıllarda ne kadar geniş alana yayılabildiğini keşfettikleri bal mantarı, artık dünyanın en büyük canlı organizması olarak  kabul ediliyor. 4 kilometre çapında bir alana yayılan bal mantarı, yoğunlukla ABD’nin Oregon bölgesinde Blue Mountains dağlarında bulunuyor. Bu mantarlar koloni oluşturarak etraflarındaki ağaçları ve odunsu bitkileri öldürüyor.

Yer üstünde görülen sarımsı kahverengimsi topaklar aslında çok daha büyük organizmaların meyvesi. Yer altında ise siyah ayakkabı bağı şeklinde uzantılar, üzerine yerleşip beslenecekleri yeni bitkiler bulmak için geniş bir alanda ağ oluşturuyorlar. 1998’de ABD Orman Hizmetleri’nden bir ekip, Oregon’un doğusunda Malheur Milli Parkı’ndaki ağaçların neden kuruduğunu araştırmaya koyuldu. Kuruyan ağaçlardan alınan örnekler hemen hemen hepsinin bal mantarı istilasına uğradığını gösterdi. Bu sınıfa ait mantarlar genetik olarak benzer olduğu için birleşip bir tek gövde oluşturabildikleri görüldü. Kuruyan 112 ağacın 61’inde bulunan mantarların aynı organizmadan yayıldığı ve bu mantarların 1900 ila 8650 yaşında olduğu tespit edildi.

Tirmit Mantarı (Lactarius Volemus)

Tirmik mantarı ağaç meşçerelerinde özellikle kayın ormanlarında ve sınırlarında, bazen çam meşçerelerinde gelişir. Gençken yumuşak, beyaz, olgunlukta sünger gibi, katı ve açık sarıdır, daha sonra yavaş yavaş kahverengi lekelilik kazanır. Şapka ile aynı renkte veya birazcık daha açık, şapka tarafındaki birkaç santimetrelik kısımda sarımsı, diğer kısımlarında kırmızımtırak kahverengi renktedir.

Şapka

5-15 cm kadar büyüklükte, kuru ve et gibidir, hiçbir zaman yapışkan olmaz. Gençken yarım küre şeklinde tümsek olup olgunlaşınca açılır ve derin olmayan huni şekline dönüşür, üst tarafı düzensiz, dalgalı gibi bir hal alır. Kenarı başlangıçta içeri kıvrıktır, daha sonra düzensiz olarak dalgalı olur. Gençken sarımtırak kahverengi olgunlaşınca kırmızımsı kahverengi olan mantarın iki formu vardır: Kırmızı kahverengi tipi, iğne yapraklı ağaç ve kayın ormanlarında yosunlar arasında gelişir, ateş sarısı tipi yalnızca kayın ve meşe ormanlarında bulunur.

Lameller

Gençken sarımsı beyaz turuncu, olgunlaşınca sarı açık kahverengidir, dokunulduğunda kahverengi olur. Bol miktarda beyaz sıvıya sahiptir. Oldukça sık olup sap üzerinde az olarak aşağı devam eder.

Sap

12 cm kadar uzunlukta ve oldukça kalın, sağlamdır. Mum gibi bir örtüsü vardır. Şapka ile aynı renkte veya birazcık daha açık, şapka tarafındaki birkaç santimetrelik kısımda sarımsı, diğer kısımlarında kırmızımtırak kahverengi renktedir.


Etli Kısım

Gençken yumuşak, beyaz, olgunlukta sünger gibi, katı ve açık sarıdır, daha sonra yavaş yavaş kahverengi lekelilik kazanır.

Spor İzi

Çok açık kırmızımtırak sarıdır.

Yetişme Yeri ve Zamanı

Temmuz ve Eylül arasında yapraklı ağaç meşçerelerinde bilhassa kayın ormanlarında ve sınırlarında, bazen çam meşçerelerinde gelişir.
Badem gibi latif tadı, balık gibi kokusu vardır. Kolay tanınabilen bir mantardır, bilhassa bol miktarda çıkarılan beyaz sıvısı ile iyi ayırt edilebilir, bu sıvı çok lezzetlidir, renk değiştirmez ve balık kokusundadır. Taze mantar kesildiği zaman bol miktarda beyaz sıvısı akar, halbuki kuru ve yaşlı numunelerde bu özellik yoktur, yani yaşlı mantar numuneleri beyaz sıvıdan yoksundur.
Salamura edilmiş balık gibi olan kokusu, mantar numuneleri öldükçe artar. Yenilebilen iyi bir mantardır, hatta çiğ olarak bile emniyetle yenebilir. Tuzlanıp baharatla muamele edildiği, sıcak yağda kızartıldığı zaman çok lezzetli olur. Kızartılırken lamelleri yukarı gelecek şekilde tavaya konulmalıdır. Çorbalar için de iyidir. Bununla beraber, tadı çok acı olan ve şapkasının ortasında konik bir çıkıntı bulunan Lactarius rufus ile karıştırılmamalıdır, bu mantar zehirli değildir fakat yenmesi lezzet bakımından tavsiye edilmez. Bir lezzet denemesi yapmak üzere latif olduğundan emin olmak için küçük bir parça çiğ olarak tadılabilir.

Çörek Mantarı (Boletus Edulis)

Bu yazımızda sizlere daha ülkemizde rastlamadığımız ve dolayısı ile mutfaklarımızda görmediğimiz çörek mantarını tanıtacağız. Çörek Mantarı (Boletus edulis), Boletaceae familyasındandır. Bolet latincede “üstün mantar”, edulis’te “yenebilen” anlamındadır. En beğenilen mantarlardan biridir. Ülkemizde henüz yetiştiriciliği yapılamayan bu mantar türü, özellikle Fransa mutfağında çok kullanılmaktadır.

Bolet Mantarının Yetişme Yeri ve Zamanı

Hazirandan Ağustosa ve Eylülden Kasıma kadar yapraklı ağaçlardan meşe, huş, bilhassa kayın, iğne yapraklılardan çam, bilhassa genç ladin meşçereleri altında ve çevresinde, oldukça asit karakterde topraklarda, ormandaki yol kenarlarında, orman sınırı boyunca, yaprak çürüntüsü üzerinde ekseriyetle çok sayıda bazen tek tek görülür. Hoş kokusu ve fındık gibi, mülayim, hoş ve lezzetli tadı ile yenilebilen en iyi mantarlardan biridir. Kurutularak veya yağ içinde saklanabilir.
Bolet Mantarı, akşam hava karardığında büyüme sürecine girer ve sabah güneş doğduğunda büyümesi durur. Bu mantar ortalama sekiz saatte büyür, bu gün kesim yapılan yerde yarın sabah tekrar yetişir. Boletlerin büyümesinde Ay’ın etkisi büyüktür. Ay’ın ilk ay döneminde başlarlar büyümeye, dolunayda en büyük hallerine gelirler.

Salı

Yeni Bir Tür [Türkiye’nin Endemik Mantarları]: Kestane Mantarı

Kestane Mantarı, kestanenin dış kabuğunda yetişiyor. Türkiye’de ve dünyada  yeni keşfedilen bu mantar türüne, İzmir’in Ödemiş ilçesine bağlı Bozdağ beldesindeki kestane ormanında rastlandı. Dünyada ilk defa görülen bir mantar olduğu kaydedilen mantara kestane bitkisinin dış kabuğunda yetiştiği için keşfeden Türk bilim adamları heyeti tarafından ‘Marasmius Castaneophilus‘ ismi verilmiş.
Muğla Üniversitesi (MÜ) Mantar Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Işıloğlu, yeni mantarın bilimsel değerinin büyük olduğunu söyledi. Prof. Işıloğlu, MÜ Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halil Solak ve Yrd. Doç. Dr. Hakan Allı ile birlikte keşfettikleri türün çalışmalarını tamamladıklarını ve uluslararası bir dergide yayımlandığını belirtti.
TÜBİTAK tarafından desteklenen araştırma projesi kapsamında Ödemiş’te yapılan arazi çalışmaları neticesinde mantarı, kestane meyvesinin dış kabuğu üzerinde keşfettiklerini anlatan Prof. Işıloğlu, “İngiltere’deki bazı bilimadamlarıyla beraber mantarın üzerinde yaptığımız bir yıllık laboratuvar çalışmaları neticesinde, bunun yeni bir tür olduğuna karar verdik. Kestane meyvesi üzerinde yetiştiği için ismini ‘Marasmius Castaneophilus’ koyduk. Çalışmalarımız, alanında oldukça önemli bir yere sahip olan uluslararası ‘Mycotaxo‘ dergisinde yayımlandı.” dedi.
Mustafa Işıloğlu, buldukları mantarın sonbaharda yetiştiğini, yenmeyen bir cins olduğunu ve ticari değeri bulunmadığını belirterek, bilimsel değerininse çok büyük olduğunu vurguladı.

Shiitake için Tohumluk Misel Üretimi

Misel üretiminde ilk önce anaç mantarların seçimine dikkat ediyoruz. İki hedef için seçilecek olan mantarlar taze, farklı tipik özelliklerini gösteren, hastalıksız, yarası olmayan, şapkasını açmamış olmalıdır. Bu şekilde seçilen mantarın sapı bir miktar kesildikten sonra steril kağıt, cam ya da alüminyum folyonun üzerine konularak 24°C’de etüvde inkübasyona bırakılır ve 2-3 gün sonra lamellerden dökülen sporların bulunduğu kağıt, olası virüs hastalıklarını önlemek amacıyla petri kabının içinde yine etüvde 70°C de bir saat tutularak aşılamaya hazır hale getirilir. Saf kültürün hazırlanmasında ikinci aşama besin ortamlarının hazırlanması ve sporların aşılanmasıdır. Shiitake sporlarının çimlenmesi ve misellerin gelişmesinde saf kültür besin ortamı olarak birçok ortam kullanılabilmesine karşın burada misellerin gelişmesi için son derece uygun bir besi yeri olan sadece PDA ortamının hazırlığından bahsedilmiştir
Buna göre; 300 gr soyulmuş ve dilimlenmiş patates 1.5 lt su içinde bir kapta kaynatılarak haşlanır ve süzülür. Ardından 20 gr dextroz ile 20 gr agar ilave edilip süzüntü 1 lt’ye tamamlanıp pH’sı 6.0-7.0’ye ayarlandıktan sonra tekrar ısıtılarak kaynama noktasında, petri kaplarına doldurularak otoklavda 121°Cde 25-30 dakika sterilize edilir. Sterilizasyon sonrası kaplar steril aşılama kabinine alınarak burada ortamlara soğuduktan sonra ok uçlu bir iğneyle spor aşılaması gerçekleştirilir. Aşılamada kullanılacak 2. bir yol ise doku kültürü yöntemidir. Bu amaçla steril kabine alınan mantar elle koparılarak ikiye ayrılır ve iç dokudan alınan 0.5 xl.O cm ebadındaki bir parça yine petri kaplarındaki ortamlara aşılanır. Aşılama sonrası kültürler 24 °C deki iklim dolabında inkübasyona tabi tutulur ve yaklaşık 2-3 gün sonra sporlarda çimlenme başlar, 7 ile 9 cm çapındaki petrilerde gelişme 20-25 günde tamamlanmaktadır ve süre sonunda besin ortamının üzeri pamuk gibi Shiitake nin miselleriyle kaplanır.

Tohumluk Miselin Hazırlanması Yukarıda açıklanan şekilde hazırlanan miseller doğrudan üretimde kullanılamaz. Bunun en önemli nedeni ağar maddesinin çok pahalı oluşunun yanında, agarlı ortamın yetiştirme ortamlarına ekimi sırasında enfeksiyon riskinin daha yüksek oluşudur. Shiitake mantarının tohumluk misellerinin hazırlanmasında sardırma materyali olarak daha çok dal parçaları, talaş ile buğday, çavdar, darı gibi hububatların danelerinden yararlanılmaktadır. Tanegoma adı verilen ve meşe, kavak gibi ağaçların dallarından 1-1.5 cm çapında, 1.5-2.0 cm uzunluğunda çubuk şeklinde kesilen dal parçalarıyla talaş ortamı kültür kütüklerinin, hububat danelerinden hazırlanan miselleri ise sentetik ortamların aşılanmasında kullanılmaktadır. Dal parçalarının sterilizasyondan 1 gün önce suda bırakılması nem düzeylerinin artması bakımından varalı olacaktır. Kültür kütüklerinde talaş miseli tercih etmenin nedeni, hububat danelerine sardırılmış miselle yapılan aşılama sonrası karınca ve böcek gibi zararlıların hububatı yemesi ve aşılamanın etkinliğinin ortadan kalkmasından ileri gelmektedir. ‘ Talaş miseli hazırlamada pratik olarak 4/5 meşe talaşı+ 1/5 buğday kepeği kullanılabilir. Kuru kuruya iyice karıştırılan maddenin pH durumuna göre gerekli kireç ilavesi yapıldıktan sonra nem oranı % 60-65’e çıkarılmalıdır. Karışım; talaşın suyunu 1-2 saat emmesini sağladıktan sonra kullanılmalıdır. Dane miselin hazırlanmasında ise, işletmenin ihtiyacına göre değişmekle beraber burada 10 kg’lık bir miktar esas alınmıştır. Buna göre bir kaynatma kazanında 15 lt su kaynadıktan sonra 10 kg buğday haşlanır. Buğdayın haşlanma miktarı az olmamalı, ancak aşırı kaynatılmayla da buğdaylar patlatılmamalıdır. En iyi kaynatma süresi buğdayın yemeklik patates haşlanmasında olduğu gibi kabuklarının soyulmayıp ancak iç kıvamının yenecek hale geldiği zaman kadardır. Bu şekilde haşlanan buğday bir elekte süzülür ve içerisine kireçle çamurlaşmayı önlemek için 1-2 kg alçı ilave edilir.

Yukarıda açıklanan şekilde hazırlanan her üç materyal de 1-1.5 lt’lik cam şişe veya kavanozlara ya da polipropilen torbalara 2/3 oranında doldurulup ağızları pamukla mühürlendikten sonra otoklavda 1.5-2 saat sterilize edilir. Sterilizasyon sonrası şişeler steril aşılama kabinine getirilir. Burada UV ışığı altında 1 gün bekletildikten sonra daha önce hazırlanmış saf kültürlerden alınan yaklaşık 1-1.5 cm’lik misel gelişmiş agar parçaları şişelerin ağzı hafifçe açılarak ortamlara aşılanır. Her bir şişeye iki kültür aşılama, misellerin kısa sürede sarması bakımından daha iyidir. Aşılanması tamamlanan şişeler 24°Cdeki iklim dolabı veya odasında inkübasyona tabi tutulur ve şişe büyüklüğü ile kullanılan ortamın miktarına bağlı olarak 20-30 gün içerisinde miseller tamamen gelişecektir. Bu şekilde hazırlanan ortamlar ” ana kültür ” (tane misel için) adını almakta, yetiştirme ortamlarının direkt aşılanmasında kullanılabilmesine rağmen içinde bulunan agar nedeniyle pahalıya satılmakta, aslında ana kültürler yeni tohumların üretilmesinde yer almaktadır. Bir ana kültür şişesinden 50-60 yeni şişe aşılanabilmekte, bu aşılanan şişeler de yine ana kültür gibi değerlendirilerek, aşılandığında 2500-3000 adet yeni tohumluk misel şişesi hazırlanabilmektedir. Ancak, sürekli alt kültür yapma misellerde dejenerasyon olması sebebiyle de tercih edilmemeli, 3-4 alt kültürden sonra yeni saf kültürlerle çalışılmalıdır. Shiitake tohumluk miselleri hemen kullanılmayacaksa +4°C’de buzdolabı koşullarında saklanmalıdır. Saklama süresi 3-4 aydır ve bu sürenin sonunda hububat danelerinde yumuşamaya paralel olarak misellerde yaşlanma görülecek ve tohumlar elden çıkacaktır. Sırasıyla talaş misel ile odun parçalarındaki misellerin saklanma süresi biraz daha uzundur. Saf kültürlerde +4°C’de muhafaza edilmelidir. Cam tüplerde hazırlanan ortamların petri kaplarında hazırlanan ortamlara oranla dayanımları daha uzun olup, petri kaplarının etrafı plastik filmle çevrilse bile içinde bulunan besi yerlerinin zamanla kuruması nedeniyle bu saf kültürlerden de zamanla alt kültür yapmak faydalı olacaktır.

Genç Çiftçi Sonuçları Açıklandı

Genç Çiftçi Projelerinin Desteklenmesi Programına 450 milyon lira bütçe ayrılarak üç yıl boyunca sürdürülecek projeye yoğun bir katılım olmuştu. Bugüne kadar başvuru yapan 378 bin genç çiftçi sonuçların açıklanmasını heyecanla bekliyordu. Ağırlıklı olarak hayvancılık alanında başvuru yapılmıştı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Genç Çiftçi Projelerinin Desteklenmesi Programı 13 Nisan'da başlayan başvuruların sonuçları açıklanma tarihi belli oldu. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre; Genç Çiftçi Kazananların İlan Tarihi 27 Haziran - 1 Temmuz tarihleri arasında duyurulacak. Kazanan Genç Çiftçilerle sözleşme 11 Temmuz - 15 Temmuz tarihleri arasında imzalanacak. Kazanan genç çiftçilerin isimlerini gencciftci.tarim.gov.tr adresinde kontrol edebilecekler.

Perşembe

MANTARIN FAYDALARI

Mantar Nedir:
Bizim mantar olarak topladıklarımız mantarın meyveleridir. Mantar esas olarak yer altında yada kütük veya benzerlerinin içinde yaşayan ince iplikciklerden oluşur (miselyum). Miselyum çoğu kez bir yıldan uzun ömürlüdür. Ancak meyvelerinin çoğu birkaç gün/hafta ömürlü olurlar.

Yararları Nelerdir: 
Tüm dünya üzerinde binlerce çeşidi bulunan mantar besin değeri yüksek bir gıdadır. Özellikle protein ve demir bakımından oldukça zengin bir besin olan mantarda, A, B, P, D ve K vitaminleri ile kalsiyum, potasyum ve fosfor da bulunmaktadır. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Bedensel ve zihinsel gelişimi destekler. Mantar bol protein içerir fakat yağ oranı çok düşüktür. Bu sebeple diyet menülerinde sıklıkla kullanılır.



DOĞA VE MANTAR

Doğanın, 7 bin yıllık tarihi ve zengin yemek çeşitleriyle keşfedilmeyi bekleyen bir vaha Mantar dünyası. Özellikle İstiridye mantarı çiftlik konseptli tesislerde doğayla iç içe zaman geçirip, yetiştiricilik yapıp, lezzetli mantarlar dünyasına giriş yapabilirsiniz.

Doğa çok cömert, hepimize ve daha nicelerine yetecek kadar mantar var bu dünyada. Büyük şehir yorgunlarından kurtulmak hemde para kazanmak "Cennet gibi bir rüya değil mi?" diye soruyorsunuz değil mi? sorunun yanıtı hep olumlu, bizim işimizde yüzler gerçek anlamda gülüyor. En mutlu gülümseme yetiştirdiğiniz istiridye mantarlarınızı peşin paraya satığınızda sizin yüzünüze yerleşen gülümseme... Sizi anlıyorum bende, sizin geçtiğimiz yollardan geçtim, yıllarca birçok iş yaptım, ama yetmedi hep bir yanım eksik kaldı ve hayatımı değiştirdim. Yanlış anlaşılmasın hâlâ çalışıyorum, hem de çok. Denizli'de bulunan 2100 metrekare alan üzerine kurulu bir tesisi kurdum ve yönetiyorum. Türkiye'de çok sayıda tesis var. Bu tesisler genellikle çiftlik konsepti ile çalışıyor, küçük tesisler. Okul olma konseptli tesisimizde mantar yetiştiriciliği konusunda ders almanız mümkün.


TUVALET KAĞIDI RULOSUNDA İSTİRİDYE MANTARI YETİŞTİRMEK

Okul projesi olarak evde kolaylıkla yapabilirsiniz;
- Tuvalet kağıdını, rulo halde, bir tabağa yerleştiriyorsunuz,
- Üzerine kaynamış su döküyorsunuz. Suyu iyice emmesini sağlıyorsunuz.
- Rulo soğuduğunda, içindeki karton kısmı çıkartıyorsunuz, mantar tohumlarını bu boşluğa dolduruyorsunuz. (Hazır olarak satılan İstiridye mantarı  mantar tohumu kullanılabilir.)
- Soğuyan ve kültürü konan ruloyu kurumayıp nemli kalsın diye, strech filme sarıyorsunuz.
- 25 santigrat derecede karanlık bir yere bırakıyorsunuz.
- İki hafta bekletiyorsunuz. Üzerindeki tutkalımsı görünümlü kısımların oluşup oluşmadığını kontrol ediyorsunuz. Eğer oluşmuşsa buzdolabına koyup, 8-15 santigrat derecede 48 saat tutarak mantarların çıkması için şok etkisi yaratıyorsunuz. Daha sonra, 8-15 ‘C de yaklaşık olarak 3 hafta içerisinde istiridye mantarı meyvesini gözlemleyebilirsiniz. Bu sırada kurumaması için klorsuz su ile tuvalet kağıdı rulosunun nemli kalmasını sağlıyorsunuz.

Dikkat edilmesi gereken noktalar; İstiridye mantarı meyvesini verdikten sonra, yaprak kısmının uç kısımları tam olarak dışa doğru kıvrılmadan toplanmalıdır.  Dış tarafa döndüğünde mantar sporları havaya doğru yayılacağından kişilerde alerjik reaksiyonlara neden olabilir.  Bu durumlarda yüz maskesi kullanılması gerekebilir.


Pazar

Saf Mantar Kültürünün İzolasyonu


Kavak mantarları, üreme organlarına ait sekonder misellerin birleşmesi sonucunda oluşmaktadır. Bu sebeple eğer üreme organlarının bir bölümü kesilir ve yeni misel oluşturmak için kullanılırsa, bundan oluşacak kavak mantarı miseli, spor üretimi ile başlayıp çeşitli devrelerden geçerek gelişme işlemine başlamış olur. Dolayısıyla, saf kavak mantarı kültürü sporlar ve dokular olmak üzere iki kaynaktan sağlanmaktadır.







Kavak Mantarı 2


Ülkemiz florasında da mevcut olup halk arasında "kayın mantarı", "kavak mantarı", "kulak mantarı" ya da "ağaç mantarı" vb. yöresel isimlerle tanınan Pleurotus mantarları Uzakdoğu, Avrupa ve Amerika'nın ılıman iklim bölgelerinde tabiatta kendiliğinden, özellikle meşe, karaağaç, akçaağaç, ıhlamur, kavak, dikenli defne, söğüt, kayın, yalancı akasya, kızılağaç, ceviz, kestane ve sarısalkım gibi yapraklı ağaç türlerinin çürümüş gövdelerinde gelişen saprofit bir mantar türüdür. Bu mantarların sistematikteki yeri incelendiğinde Basidiomycotina şubesi, Hymenomycetes sınıfı, Aphyllophoraies (Polyporales) takımı, Polyporaceae familyası na dâhil Pleurotus cinsine ait oldukları görülür.

Tüm dünyada birçok mikolog Pleurotus (Fr.) Kummer, cinsinin "tür" kavramı üzerinde çalışmaktadır. Zira süregelen bir taksonomik belirsizlik söz konusudur. Pleurotus cinsinin morfolojik karakteristiği lateral eksantrik saplı, çoğunlukla etli meyve gövdelidir. Bazen sap görülmez. Lamelleri mesafe olarak sapın etrafında aynı uzaklıkta gelişirler. Sporların sapı beyazdan menekşeye kadar değişik tonlardadır.

Morfolojik ve kısmen genetik çalışmalar sebebiyle Kavak mantarı cinsi 3 alt cinse bölünmüştür.

Cumartesi

Kavak Mantarı 1


Ülkemiz birçok kültür bitkisinin ve Kültür'e alınabilir mantar türünün rahatlıkla yetişebileceği iklim Kuşağında bulunmaktadır. Bu polikültür yapı ülkemiz için gurur kaynağı durumundadır. Sadece Yabani mantarlar değil kültür mantarların yetiştirilmesinde de diğer Ülkelere kıyasla avantaja sahibiz. Her fırsatta diğer dünya ülkeleri ile kıyaslanmaya gidilmekte ve "gıda yönünden kendine yetebilen ülkeler" grubu içinde yer aldığı kıvançla belirtilmektedir. Gelin bu avantajı birlikte değerlendirelim. 

Ülkemizin ve Dünya'nın daha yıllarca besin ihtiyacı geleneksel zirai yöntemlerle giderilebilir ancak, dünya nüfusunun artışı ile birlikte protein ihtiyacı da artış göstermekte, ayrıca ne sentetik bileşimlerden ne de yeraltı kaynaklarının başkalaşımından yeterli protein sağlanamamaktadır.

Yeryüzünde her yıl 3,5 milyar tondan fazla tarımsal yan ürünler (artık materyal) meydana gelmekte ve bunların çok az bir kısmı hayvan yemi olarak değerlendirilirken çoğu yakılarak doğal enerji kaybına yol açılmakta veya atılarak biyolojik denge tehdit edilmektedir. Bu gibi davranışlar tamamen dünyamızı kirletmekte ve çocuklarımızın geleceği  açısından risk teşkil etmektedir.  Tarımsal - orman orijinli yan ürünlerin ham materyal olarak kullanılması ile birlikte, kaynaklar maksimum seviyede köylünün aleyhine israf edilmekte, dolayısıyla harcanan atık materyallerin geriye en yüksek geliri getirecek şekilde dönmesi imkânsız hale gelmektedir. Oysaki Kayın mantarı ham materyali olarak değerlendirilebilecek materyaller ziyan edilmekte. Bu sebeple, yüzyılımızın insanı beslenme, kayıpları en aza indirgeyerek bitki üretimini optimum seviyeye ulaştırma, artık materyallerin ortadan kaldırılması... Vb. problemlere çözüm bulmaya çalışmaktadır. Bilhassa son iki husus, artık materyallerin yeniden işlenerek kullanılmasını gerektirmiştir. Böylece, ilk defa "artık materyallerden besin elde edilmesi" fikri giderek benimsenmiş ve bilim adamlarınca tarımsal ve endüstriyel yan ürünlerin ekonomik öneminin arttırılabileceği açıklanmıştır. Bu hususta Kavak mantar üretimi mükemmel bir örnek teşkil edecektir. 

Ekolojik istekleri yönünden büyük değişkenlik gösteren heterotrof ve klorofilsiz bir organizma olan, geçmişi milattan öncesine uzanan daha ziyade dini ve tedavi amaçlı olarak kullanılmakta iken mantarların gıda değerinin ilk defa M. S. 533 - 544 tarihleri arasında Çin'de kabul edildiği, ancak kültüre alınmasına ilişkin ilk bilgilerin Fransa'ya ait olduğu bilinmektedir. 14. Louis zamanında inşaatlarda kullanılan taş ve kireç ocaklarında, bilhassa Paris ve civarında mantar yetiştirilmekte idi. Fransız yetiştiricilik metodu 1731'de bilim adamı Miller vasıtası ile İngiltere'de yayılmaya başladı. 1800 yılına kadar açık havada "kompost sırtları"nda üretilen mantarlar bu tarihten sonra, ilk defa 1810 yılında bir kireç ocağında ve Fransız
Chambry adlı araştırıcının öncülüğünde düz yataklarda yetiştirilmeye başlanmıştır. Yetiştiricilikte düz yatakların kullanılması o tarihe kadar yapılan en önemli gelişmedir. Ancak mantar yetiştiriciliğinin gelişmesine etki eden esas faktör "misel üretimi tekniğinin değişmesidir. Fransız araştırıcılar "Constantin ve Matruchof'un Agaricus bisporus'dan saf "ana kültür"ünü elde etme başarısından hemen sonra 1902'de Ferguson, sporların çimlenmesi ile ilgili çalışmalarını yayınlamıştır. 1905 yılında ise Duggar, "doku kültürü" yöntemi ile karpofor'dan miselyum elde etmenin mümkün olduğunu açıklamıştır. Bundan bir süre sonra kurulan "American Spawn Companies" ve "French Institut Pasteur"ün faaliyete geçmesi ile ilk milletlerarası saf "ana kültür" pazarı oluşmuştur. Bu gelişmeler, üreticilerin hasattan önce ne tip bir mantar elde edecekleri hususundaki endişeleri yok etmiştir. Böylece, yetiştiricilikte hastalıktan arî, saf "ana kültür" kullanımı ile iş risk'i asgariye indirilmiş bir üretim dönemi başlamıştır.

Uzun yıllardan beri günümüze kadar sevilerek tüketilen bir besin kaynağı olan Kavak mantarlarının doğal ortamdan izole edilerek artık materyaller üzerinde kültüre alınması ise o kadar eski değildir. Bu mantarların yetiştiriciliğine ilişkin ilk kayıt 20. yüzyılda bilim adamı Falck'a aittir.

Bununla beraber, M. S. 30'lu yıllarda ya da daha önce Kavak Mantarı’nın ormanda devrilmiş ağaçlar üzerinde kendiliğinden saprofit olarak yetiştiği Çin'de bilinmekte idi. O tarihlerden günümüze kadar "Gök çiçeği" ya da "Çin çiçeği" adı ile sevilerek tüketilen Kayın mantarlarının, Çin'de "Tang"hanedanı'nın sarayında başlıca yemek olduğu belirtilmektedir.

Ilıman iklim bölgelerinde yaygın olarak tabiatta kendiliğinden meydana gelen ve odun tahripçisi saprofit bir mantar olan Kavak mantarı Kummer'un yüksek funguslar arasında biyolojik çalışmalarda uygun bir araştırma objesi olarak kullanılabileceğini keşfederek bu mantarın ekonomik potansiyeline dikkatleri çeken Falck, bilhassa substrat olarak kök kütüklerini kullanmıştır. Daha sonra Lohwag, 1951'de Kavak mantarını talaş karışımı üzerinde yetiştirmeyi başarmasına rağmen onun yetiştirme tekniği ilk defa 1958 yılında Block tarafından rapor edilmiştir. Kavak mantarı yetiştiriciliğinde substrat olarak hububat saplarının kullanımı ile
ticarî üretim dönemi başlamıştır. Bugün Kavak mantarı üretiminin en yaygın olduğu ülke olan Japonya'da dahi ticarî üretim 1964'den sonra başlamıştır. Yapraklı ağaçların kök kütükleri üzerinde Kavak mantarı üretiminin mümkün olduğu 1917'de Falck tarafından açıklandığında, Günümüzde halen geçerli olan bu yöntemle üretimin yanı sıra çevre kirliliğine neden olan artıkların ekonomiye kazandırılacağı ve bilhassa kesilmiş ağaç kütüklerinin toprak içinde kalan kısımlarının çürütülmesi amacı ile kullanılabileceği daha o zamandan tahmin edilebiliyordu. Zira orman ekosisteminin bir parçası olarak kabul edilen bir kısmı mikorizal, diğer bir kısmı muhtelif ağaç türleri ile simbiotik olarak ya cansız ağaç kütükleri üzerinde ya da tarımsal - orman artık materyalleri üzerinde yaşayan yenilebilir mantarlar içinde Kavak mantarı, kantite ve ekonomik bakımdan en önemli tabiat ürünü olan orman ağaçlarına arız olarak odunun özellikle lignin'ini çözerek, henüz tam olarak bilinmeyen biyolojik bozulmalara yardım eden ve bu suretle ağacın çürümesine sebep olan bir mantar türüdür.